BATI KARADENİZ TURU
3 GÜN / 2 GECE
* Safranbolu
* Amasra
* İnkum
Safranbolu
Tarihi evleri ve konakları ile bir Osmanlı şehri Safranbolu. Klasik Osmanlı Mimarisi olan tarihi evleri ile ünlü Safranbolu bir İyon prensesi tarafından kurulmuştur.
Kent ve çevresinde tarih boyunca Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok uygarlık yaşamıştır.
Safranbolu tarihi ipek yolunun Kastamonu-Gerede-İstanbul kesimi üzerinde önemli bir konaklama merkeziydi. Sahip olduğu mirasın zenginliği yanında, bu mirası çevresel dokusu içinde korumaktaki başarısından dolayı Safranbolu 1994 yılı sonunda UNESCO tarafından
"Dünya Miras Listesi"ne dahil edilmiş ve bir dünya kenti haline gelmiştir.
Gezilecek Yerler
Daha çok Eski Türk Evleri ile tanınan Safranbolu, 1200'ü koruma altında olan sayısız kültürel esere sahiptir. Evler şehrin iki bölümünde toplanmışlardır.
Bunlardan ilki kışlık evlerin bulunduğu Çarşı kesimi, diğeri yazlık evlerin bulunduğu Bağlardır.
Kentin turistik ve tarihi eserlerinin yoğunlaştığı bölge Çarşı kesimidir. Bu bölge kuzeydeki Kale ile güneydeki Hıdırlık tepelerinden izlenebilir.
Üzerinde iki anıt mezar bulunan Hıdırlık Tepesi, eski dönemlerde açık hava namazgahı olarak kullanılmıştır. Bu tepeden kentin anıtsal eserlerini bir
arada görmek mümkündür.
Kale ve çevresi ilk yerleşim alanıdır. Bu tepede bulunan Eski Hükümet Binası, halen çalışmakta olan 200 yıllık Saat Kulesi ve artık kullanılmayan Hapishane Binası kentin görülmeye değer tarihi eserleridir. Kentte 25'in üzerinde tarihi önemi bulunan cami bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Köprülü Mehmet Paşa ile Sultan III. Selim'in Sadrazamı İzzet Mehmet Paşanın yaptırdıkları, kendi adları ile anılan camilerdir.Bugün restore edilmekte olan Cinci Hanı ile halen kullanılmakta olan Cinci Hamamı, Sultan Deli İbrahim'in danışmanlığına kadar yükselen Safranbolulu Cinci
Hoca tarafından yaptırılmış olup, kentin görülmeye değer eserlerindendir. Safranbolu'da üretim ve ticaret, Lonca sistemi ile yürütülen çeşitli çarşılarda yapılmaktaydı.
Bugün halen üretimin sürdüğü Demirciler, Bakırcılar, Kalaycılar ve Semerciler Çarşıları kentteki el işçiliğinin devamını sağlamaktadır.Restore edildikten sonra el sanatları satış merkezi haline gelen tarihi Yemeniciler Arastası ve çevresindeki dükkanlarda Safranbolu'ya özgü hediyelik
eşya satılmaktadır.
Yörük Köyü
Safranbolu-Araç yolu üzerinde, Safranbolu'ya Kente 13 km. uzaklıktaki Yörük Köyü, açık hava müzesi niteliğindedir. Ulaşım taksi ile mümkündür. Koruma altında bulunan ev ve sokakların tümü bakımlıdır. Kaymakçıoğlu Konağı, Sipahiler Konağı, Ahşap Cami ve sanat galerisi olarak restore edilen Çamaşırhane gezilebilir. Köyde gözleme ve baklava yenilebilir, çeşitli hediyelik eşya satın alınabilir. Konaklama yeri bulunmamaktadır.
Amasra
Denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında korunaklı birer liman görevi gören iki koy ve ana karaya bağlı ve bağımsız adaları ile eşsiz bir görsel güzelliğe sahiptir Amasra.
Hem 3000 yıllık tarihi, hem çekicilik ve balıkçılığa dayanan yerel sanatları, hem de kendini çevreleyen ormanlık alanları ile görülmeye değer yerlerden biridir.
Amasra Müzesi
1982 yılından ben bugünkü tarihi binasında hizmet vermektedir. Antik bir yerleşim merkezi olan Amasra ve çevresinde sık sık taşınabilir eski eserlerin ortaya çıkması,
bu ada müze kurulması fikrini oluşturmuş, 1955 yılından itibaren derlenen arkeolojik ve etnografik eserler Belediye binasında küçük bir salonda sergilenmeye başlanmıştır.
Amasra Kalesi
Küçük bir yarımadanın üzerindeki kale Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır. Bizans Dönemine ait olan Amasra Kalesi, özelikle Ceneviz Dönemlerinde değişikliklere uğramış ve 14-15 yy.larda Ceneviz ve Osmanlı Dönemlerinde de ciddi onarımlar görmüştür. Yıkık durumdaki kale, her kenarı 500-600 m uzunlukta olan bir dikdörtgen biçimindedir. Dört kat halinde yükselir. 15-20 m yüksekliğindeki 24 burç ve kulesi büyük kesme taştan yaptırılmıştır. Kalede kraliçe Amastris’in sarayı, su kemeri ve freskli iki küçük kilise kalıntısı vardır.
Cenova Şatosu
Kalenin iç kale olarak bilinen kesimidir. Cenovalıların bir saray (şato) haline getirdiği Kale içine, Büyük liman tarafından basamaklı kaldırımla ulaşılan Cenova armalı bir ana kapıdan; kale içinde de yüksek bir burçla korunmaya alınmış şato kapısından girilmektedir.Kapıdaki armalarda; üstte Cenova, alttaki üçlüde solda Poggio (Galata Podestasının mensup olduğu, Liguryalı ailenin), ortada Cenova, sağda Malaspina (Asup olduğu ailenin) blazonları vardır.
İnkum
İstanbullu zenginin yazın "Ada"sı, "Bayramoğlu' "su "Silivri"si, "Boğaz"ı varsa,Bartınlının neredeyse tamamının kalbinde İnkumu vardır.Yaz gelince neredeyse tüm Bartın İnkumu'na göç eder.Irmak boyu yemyeşil doğanın içinden geçen asfalt 15 kilometre yolun sonunda upuzun plajın arkasındaki
dağın dibine sığdırı vermişler Bartın'lılar yazlık evleri.
Bartınlılar kendilerine kızıyorlar bir beton yığını yarattık diye.Neyse ki onlar İstanbullulardan daha akılcı davranıp hiç olmazsa doğal plajın ırzına geçmeyip geride durmuşlar.İnkumu'nda Bartınlılar yaz keyiflerini yaşıyorlar denize girip, balık yiyip, rakı içerek..
Kilometrelerce yol gidip Akdeniz sahillerinde otel pansiyon köşelerinde sürünmeye ihtiyaçları yok. Sirkeci'deki işyerinden Boğaz'daki yalısına giden işadamının İstanbul trafiğindeki sürüngenliğine katlanmalarına ise hiç gerek yok.Şu andaki haliyle her ne kadar Bartınlılar "Beton YIğını" deseler de
İnkumu şirin ve güzel. İnkumu tertemiz bir sayfiye kasabası.
İnkumu plajı, Bartın il merkezine 15 kilometreuzaklıkta ve kuzeyde, Batı Karadeniz'in eşsiz güzelliklerine sahip bulunan bir turizm ve tatil cennetidir. 3 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridi kum, pırıl pırıl bir deniz, yamacında yemyeşil çam ormanlarıyla kaplıdır.
Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği bu tatil beldesi gerek doğa güzellikleri, gerekse denizin temiz oluşu nedeniyle bölgenin turizminde her geçen yıl bir hareketlilik, canlanma göstermektedir.